7 Mart 2013 Perşembe

Hangi El Güçlü Bu Ellerden?

   Ve şimdi 21. yılı hayatımın. Düşününce biraz uzun geliyor. Mart ayının karlı bir günü curcunalı, aşırıya kaçılmış heyecanlı karşılama töreni, tam 21 yıl önce. Belki bu yüzdendir kar sevgim öyleyse neden olabilir ki curcunayı sevmeyişim.
   Sessizleştikçe kazanan taraf ben miyim? Yoksa çok konuşan mı benden bir adım önde?
   Peki kim yenmiş kaderi duayla?
   Kanlıca...
   Tuz kokusu...
   Bir şeyler gerçekleştirebilmek, büyük adımlar atabilmek için şansım açılmış. Ama zaman mı gerekiyor?
   Anneyi mutlu etmek eşittir huzur artı gurur mudur?
   Ne için mücadele? Ne uğruna?
   Sezgi bilinçaltının bir oyunu mu?
   Uğraşılarının meyvesini alanların tutkusu değişkendir. Bir sürü parametre bu konuda ortaya çıkarılabilir. Çalışmak değişkeninin paraya göre türevini almak hayat felsefem olsun istemiyorum. Nikola Tesla'nın çalışma prensibi hangi fizik kuralına uymakta nasıl bir kimyasal bileşeni var, kaç N'luk kuvvet gerekiyor?
   Isınan havanın yükselmesi gibi dirseklerimi daha ne kadar çürütmem gerekir masalarda? Ki gerekli sürtünmeyi sağlayıp ısıyı oluşturayım ve yükseleyim.
   İskeleler aklıma bir tek şey getirir. Doğada hiç bir şey ideal değildir. Sadece öyle kabul edilir, her zaman iç kayıplar oluşur. Biz de her zaman ideal insan olmaya zorlarız benliğimizi fakat her zaman iç kayıplarımız olacaktır ve ancak kabul görülürse işlem yapılabilecektir.
               
                         Doğum günüm kutlu olsun, iyi ki doğmuş muyum?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder